Güneş, ufuk çizgisinin ardına geçmeye
hazırlanırken, ayaklar sert kabuklu canlılarla çevrili kayaların üzerinde, bileklerini
okşayan denize kavuştu.
Ilık suda dinlenen ayakların keyfi yerinde, ıslanan bilekler ise şarktan hafif esen rüzgârın etkisiyle huysuzlanıyordu. Şarktan okşayış kıvamında esen bu yavru rüzgâr, sonbaharın demini bozacak olan zalim atasının habercisi. Suyun içinde iskele direği gibi hareketsiz dikelen bacakların tersine kollar, çalışan makine kıvamındaydı. Parçalar ayrı tepki verse de yekûn, denize kavuşmanın kayıtsızlığı içinde keyifleniyordu.